Bir çocuğun gelişiminde ilk sosyalleştiği yer aile ortamı olup ilk iletişimi kurduğu yerde aile bireyleridir. O yüzdendir ki çocuğun doğumundan itibaren kazanılmış her türlü düşünce ve davranışlarda anne ve babanın rolü çok büyüktür. Bu düşünce ve davranışlar onun kişiliğini ve ruhsal yapısının temelini oluşturacaktır. Anne ve baba arasında zaman zaman mutlaka çatışmalar ve tartışmalar yaşanacaktır fakat bunların sıklığı ve eşlerin birbirini sözel veya fiziksel olarak incitmesi çocuğun psikolojisini olumsuz bir şekilde etkileyecektir. Çocuk bu durumdan kendisini sorumlu tutup, anne/babasının onu sevmediği hissine kapılabileceği gibi kendi sosyal ilişkileri içerisinde ve kişiliğin oluşum sürecinde de bu tarz düşünce ve davranışları benimseyip onlara göre hareket edecektir. Bunların beraberinde getirdiği duygusal ve davranışsal durumları örneklendirmek gerekirse: hayata karşı isteksizlik, insanlara düşmanca hisler geliştirmek, hayvanlara eziyet etmekten zevk almak, yalancılık, hırsızlık, çeşitli tikler edinmek, özgüven eksikliği , çekingenlik gibi birçok psikolojik rahatsızlığın temelinde huzursuz aile ortamında yetişmek etkilidir. Okul çağı çocuklarında ise dikkatlerini yeterince toparlayamadıkları için ders başarılarında düşme, okulda arkadaşlarına agresif davranma veya kendi içine kapanıp yalnız kalma gibi problemler ortaya çıkmaktadır.
Eğer çocuk evdeki tartışmaya şahit olmuşsa, ebeveynlerin tartışmayı çözüme ulaştırmaya özen göstermesi gerekir. Bu şekilde problemlerin çözüme kavuşturulması çocuk açısından da olumlu bir mesaj olup bazen çatışmalarında yapıcı yönlerinin olabileceği gösterilmektedir.
Herhangi bir tartışma esnasında ya da sonrası da taraflar birbirlerini çocuğa karşı kötülememeli taraf tutması için ona baskı yapmamalıdırlar.
Sonuç olarak eşlerin birbiriyle olan problemleri olabildiğince çocukların gözü önünde halledilmemeli ve tarafların çözüme kendi aralarında ulaşamadıkları konularda bir uzmandan yardım almaları önerilmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder