23 Şubat 2014 Pazar

Startup’lar için Psikoloji Eğitimi

menaStartup girişimcilerde başlangıçta hafiften bir ego olması iyidir denir ki bunun biraz haklılık payı vardır ancak egonun sadece savunma amacıyla kullanılması şartıyla. İnsanlara verilen menfi duygular kendi şahsiyetini, onurunu ve özel alanını korumak için verilmiştir, başkasına zarar vermek için değil.

Yetenekli takım kurabilseniz dahi onları birarada tutmak ta ayrıca bir yetenek gerektirir. Takımda eninde sonunda kişilik çatışmaları çıkacaktır. Teknik yeteneklerin yerini zamanla kişilik sürtüşmeleri alacaktır. Bundan dolayı özellikle takım liderinin Davranış Bilimlerini bilmesi, egoları yönetebilmesi (kendisi dahil), insanların Psikolojik ihtiyaçlarının farkına varabilmesi, esnekliği vs. fevkalade önemlidir. Ne kadar önce davranılırsa ve ileride meydana çıkabilecek çatışmalar için ne kadar önceden hazırlıklı olunsa yeridir.
Bundan dolayı halihazırdaki Üniversite’lerin bünyesindeki girişimcilik programlarında Psikolojik Eğitimine yeterince önem verilmemesini hayretle karşılıyorum. Halbuki Girişim programlarının Psikolog, Psikyatrist ve Pedagog’larla birlikte çalışabilmesini sağlayacak ortamlar oluşturulmalı, “girişimcilik” eğitim sisteminde mutlaka davranış bilimlerine yer verilmelidir. Startup adaylarının Psikolojik ihtiyaçları her zaman göz önünde tutulmalıdır.
20-30 yaş aralığındaki gençlerin aşk, ilişki, evlilik ve sevgiye dair merak ettikleri duygusal hangi sorunları varsa girişimcilik programlarında birlikte ele alınmalıdır. Türk Millet’i gibi duygusal davranışların yoğun yaşandığı Orta Doğu/Avrupa coğrafyasında mutlu girişimci bireyler yetiştirmenin en önemli yolu işte bütün bu davranışsal doyum mekanizmalarının tartışılmasını sağlayacak ve girişimcilerin kendilerindeki farkıdanlıklarını arttıracak davranış programlarının varlığıdır.
Startuplar kendi şemalarını keşfedecek, iletişim becerileri gelişecek, neyi niçin yaptığını daha iyi anlayacaktır. Her şeyin teknik olmadığını, ikna becerileri, iletişim yolları ve tutarlılık gibi karşı tarafa güven verebilecek sosyal becerilerini geliştireceklerdir. Alacakları Davranış Bilimleri eğitimi takım arkadaşları arasında da muhtemel uyumsuzlukları gidermeye de yardımcı olacaktır.
Böylelikle girişimciler Startup’larında ihtiyaç duydukları empati, cesaret ve heyecanlarını daha sağlıklı yönetecek ve ortaya daha verimli Startup’lar çıkacaktır. İnsanların mutluluğunu esas alan Startup’lar takım üyelerinin işten aldığı hazzı arttıracak ve onların manevi olarak daha iyi doyuracaktır. Bir işi zevkle pozitif bir ortamda yapmak, velev ki stresli bir Startup olsa bile, çalışanların şirkette kalıcı olmasını sağlayacak ve birlikte zorlukları göğüsleyerek kazandıkları başarılardan maximum düzeyde manevi tatmin sağlayacaktır.
Dolayısıyla Startup’ların en büyük besini yatırımcılar değildir. En büyük besin çalışanların yolculuklarında birlikte paylaştığı en yüksek dozdaki eşsiz ortak duygulardır. Duyguların ve düşüncelerin yönetiminde de Psikolojik Davranış Eğitimleri mutlaka ama mutlaka elzemdir.
Startupların format değiştirerek Davranış Bilimlerine gerekli önemi vermesi dileğiyle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder